7 Aralık 2010 Salı

Kıyamam Sana...






‘‘Bir gün anlayacaksın neden sessizce gittiğimi
Senden vazgeçmek uğruna nasıl bir savaş verdiğimi ’’

Bir aşkın son haliydi elimizde kalan bizim yaşadıklarımızın ötesinde ve her şeyin bittiği o gün ve yerde… Beni anlayacaksın kalamazdım sana rağmen yaşatılan bu aşkta kalamazdım… İç burkan baharlardan sonra pencere önlerinde bekleyişlerimde kalamazdım… Her yer değişiyor herkes iklime, doğaya, zamana ayak uydurma eğiliminde ben sana ayak uydurmadığımdan kalamazdım… Hep bir öne adım attığında beni sürüklediğini düşündüğümde kalamazdım… Bu büyük sevdanın altında böylesine ezileceğim böylesine kabuğuma çekileceğimi tahmin bile edemezdim seni ilk gördüğüm o anda… Uymasa da maddenin hareket kanunlarına sana doğru yol alışım vardı seni o ilk gördüğüm anda hani üstünde gri tişörtünle poz verirken tren garlarında nerden bilecektin ki her gün gizli bir aşığın aklında yer edeceğini… Nerden bilecektin ki bir hayalet gibi gelip hayatına yerleşeceğimi… O günlerdeki gizlilikte gidişime emanet o yüzden bu susmalar o yüzden bıçak kemiğe dayanmış o yüzden artık gıkım çıkmaz aşk oyunlarına işte diyorum ya anlayacaksın o sebepsiz susmaların altında bir gidiş hikâyesi beslediğimi ve anlayacaksın nasıl kanatarak bıçağı kemiğime dayayarak deşerek aynı yarayı, gittiğimi… Gidişime bir isim bulamazken tek anladığın şey bu olacak ben senden gitmek istemeden gitmek zorunda nasıl kaldım anlayacaksın sen severken birini oda seni severken ben nasılda acıttım kendimi ve anlayacaksın sevgili âşık mıyım değilmiyim?


 ‘‘Mevsim kış olur hani bir yudum güneş bulamazsın
Sonsuz uçurumlardaki çiçeklere dokunamazsın ’’

İşte şimdi senden kalma bir günün sabahında o yolun eşiğine adım atarken ben her şeye lanet okurcasına gidiyorum… Gidiyorum seni benden önce gören gözlere, sana benden önce erişen sevgilere, sana benden önce dokunana ellere her şeye herkese bir sen dışına lanetlercesine… Artık yokluğun güneşsiz bir gün, çiçeksiz bir bahar, dalsız bir ağaç, kanatsız bir kuş gibi çırpınışlarım artık her şey yarım bende sende bıraktığım yüreğimle birlikte almışım bu sevdanın yükünü üstüme sen benim gerilerimde sadece bir adım birde sana olan aşkım sana kalsın hediye… Artık yokluğumun içinde kayıp mı olursun gerimde sevdiğinle kendine bir yer mi bulursun bilmiyorum tek bildiğim sevdiğim artık sensizliğin uçurumlarında o derin boşluğa sarılmışçasına belki dokunmak istersin yanaklarıma ama istesen de dokunamazsın ki bana…


‘‘Her sabah bir sayfa daha eksilip gidiyor ömrümden
Gönlümün yıkıntılarında can çekişiyor umutlarım’’

Gerimde bıraktım senli o şehri yüreğimden söküp attım bu aşkın acıyan yerini… Nedir kanayan artık anılardan yana nedir acıtan geride seni bıraktığım kollarda… Ben can bulamıyorum başka hayatlarda adım karışıyor rüzgârlara savruluyor ömrüm gidiyor zamansızlığın ortasında zamandan çalarcasına…
Biten her günün ardında senden uzaklaşmak var ya işte o gelip oturuyor insanın bağrına akmayan iki damla gözyaşı tadı damaklarımda. Üstüme yıkılan gerimde kalan şehir sokaklarda anılar köşe başlarında buluşmalar hani utanarak gözlerime baktığın anlar… Sarsıntılarıyla başıma çarparcasına tsunami dalgalarını sevdan depremler oluyor hayallerim senden yana göçük altında…

‘‘Ellerimde acı var ellerini tutamam
   Kıyamam kıyamam sana
   Yollarımda ayaz var yaklaşma yollarıma
   Kıyamam sana
   Karanlık gecelere ortak edemem seni
   Kıyamam kıyamam sana’’


Hata mı yaptım bilmiyorum ne yapmalıydım ki? Sen öylesine başkasına aitken nasıl yaklaşabilirdim ki sana nasıl diyebilirdim o benim işte beklediğin nasıl derdim her gece dualarım senden yana nasıl açıklardım senden gizli fotoğraflarını onları saklayışımı her gece açıp bakışımı… Hangi bahane sana getiren yolları artık kaçınılmaz kılardı nasılı yok artık ben karşı koyamadığım bir sevdayla bağlandım sana senin gönlünde başkasında…
Artık susmam gerek biliyorum bu yasak aşkın tohumu içime değil uzaklara savurmam gerek… Senden ve benden yana bir araya gelmemiş cümleleri uçurumlardan aşağı atmam gerek ama bil sevgili artık acım içime sığmıyor senden geldiğim o anlarda artık beni de ezercesine büyüyen acı ellerimde ve bir felç gibi acıyı sevdiğimde kıyamadım ki ben senin sevgine…
Dur sakın gelme sakın açıklaması var, o benim sevdiğim âşık olduğum değil deme sakın bu kadar büyük mü diyip sevgine yenilme biz diye bir şey yok bu literatürde gelme ne olur gidişimi kendimi acılara gömüşümü boşa çıkarma ne dersen de ne yaparsan yap kimi bırakırsan bırak ardında ben burada bu acıyla seni ortak kıldığım hayatımda tek başıma kıyamam ki sana…



Hiç yorum yok: